Sağlığınızı ertelemeyin. Ağrı ve Proloterapi danışma hattı: 05457101300
Sağlığınızı ertelemeyin. Ağrı ve Proloterapi danışma hattı: 05457101300
Omurga, 33-34 adet omurdan meydana gelmiştir. Bu omurlardan ilk 24 tanesi birbirleriyle, omurlar arasındaki ‘disk’ denilen özelleşmiş kıkırdak yapılar aracılığıyla bağlanmışlardır. Bu omurlar anatomik olarak üç gruba ayrılır. Bunlar 7 boyun omuru, 12 sırt omuru ve 5 bel omurudur. Kalan 9-10 omurun ilk beşinin birleşmesiyle kuyruk sokumu kemiği, en altta bulunan küçük ve tam gelişmemiş 4-5 tane omurun birleşmesiyle de kuyruk kemiği meydana gelmiştir.
Omurganın üstüne binen yükü en iyi ve ekonomik şekilde savuşturması için binen yükü emen diskler bulunur. Elastik bir dokudan oluşan bu diskler, üstüne binen yükü sahip oldukları sıvı içeriği sayesinde emer ve hareketi sağlar. Çeşitli faktörlerden dolayı yük dağılımı değişirse, mikro ve makro travmalar, çevresel faktörler, genetik faktörler ve kullanım şekli de bunun içine girerse diskin yapısı bozulabilir. Bu sürece diskin “dejenerasyonu” yani bozulması denir. Eğer disk içi basınçta kontrolsüz bir yüklenme olursa, bu zeminden ani veya kronik bir basınç artışı ile disk içindeki materyal, kendini çevreleyen fibrotik dokunun dışına çıkarak omuriliğe veya omurilikten çıkan sinirlere bası yapmaya başlar. Bu basıdan dolayı oluşan klinik tabloya fıtıklaşma denilir.
Fıtık omurganın her seviyesinde olabilmektedir. En sık olarak bel ve boyun bölgesinde oluşmaktadır. Oluşan ağrı fıtığın derecesine göre değişmektedir.
Omurganın bel kısmı beş adet omur ve aralarında yer alan disklerden meydana gelir. Bu bölge vücut ağırlığını en çok taşıyan yer olarak bilinir. Omurlar omuriliği sararak hasar görmesini engeller. Bel fıtığı, bel omurları arasındaki kıkırdağın şiddetli zorlama (ağır kaldırma, uzun süre aynı pozisyonda kalma, strese maruz kalma, düşme, fazla kilo ve çok doğum) sonucu omurlar arasındaki bağların zayıflaması nedeniyle disk üzerine binen yükün artışı ve buna bağlı diskin yer değiştirmesi ile omurilikten çıkan sinirleri sıkıştırması ile meydana gelir.
Bel fıtığı belirtileri
Boynumuz 7 adet omurdan oluşur ve omurlarımız arasında hareket edebilmemizi sağlayan diskler yer alır. Bir omuru diğerine bağlayan en önemli yapı olan disk kuvvetli bağ dokusundan oluşmuştur ve omurlar arasında yastık ya da darbe emicisi gibi görev yapar.
Travmalar, zorlamalar, kazalar veya yaşlandıkça diskin merkezi su içeriğini kaybetmesi, diskin yastıklama görevini eskisi kadar iyi yapamaz hale getirebilir. Omurlar arasındaki bağların hasarlanması veya zayıflamasıyla yük iletimi bozulur. Disk bozulmaya devam ettikçe dış tabakası da yırtılabilir ve disk merkezi dış tabakadaki bir yırtıktan çıkarak sinirlerin ve omuriliğin yer aldığı boşluğa taşarak boyun fıtığına neden olur.
Boyun fıtığı belirtileri
İyi bir tedavi programı omurga etrafındaki kasları ve bağları güçlendirerek fıtık derecesini azaltır ve ağrıları iyileştirir. Fizik tedavi, kilo kontrolü, hasta eğitimi ve proloterapi hep birlikte planlanmalıdır. Bunlar faydalı olmadığında ancak ameliyat düşünülebilir. Tedavi programı, fıtığın ciddiyetine, şikayetlerin şiddetine, yaşa ve diğer sağlık problemlerine bağlı düzenlenmektedir.
Fizyoterapistler günlük yaşamınızdaki aktivitelerinizi, günlük işlerinizi sürdürmenize şu şekilde yardımcı olabilirler:
İdeal kiloda kalmak veya kilo vermenin birçok avantajları vardır. Kilo vermek omurga eklemlerindeki baskıyı azaltarak ve bel hareketlerini kolaylaştırarak ağrıyı azaltır. Kilo vermenin formülü daha az kalorili yemek ve fiziksel aktivitenizi arttırmaktır. Bol bol egzersiz yapılmalıdır.Hasta Eğitimi Hastalar sağlık ekibiyle ortaklaşa çalışarak tedavilerinde daha aktif rol almaları gerekmektedir. Hastalara hastalıkları ve yapılan tedavileri hakkında yeterli bir şekilde bilgilendirilmelidir.
Proloterapi ağrılı eklemleri ( omuz, diz, kalça, dirsek, ayak bileği, el bileği ve parmaklar ile boyun-sırt-bel omurları ) onları bir arada tutan ligamentleri güçlendirmek suretiyle stabilize eden ve bu şekilde ağrının nedenini tedavi eden bir enjeksiyon yöntemidir. Özellikle kıkırdak yapıyı yeniden oluşturmak ve eklemleri bir arada tutan ligamentleri güçlendirmek süretiyle kireçlenmeyi de iyileştirmektedir. Proloterapi yöntemi, hasarlı veya yaralı tendon, ligament veya eklemlere büyümeyi tetikleyici bir solüsyon içeren enjeksiyonları kapsar. Bu solüsyonlar enjekte edilen bölgede mikropsuz iltihap oluşturarak hücrelerin kendilerini yenilemeleri için proliferasyon ( tekrar büyüme ve güçlenme) sürecini başlatırlar. En yaygın kullanılan solüsyon %15 dekstroz (şekerli su) dur.
Her bir omur önden-yanlardan ve arkadan pekçok ligament ve kas için tutunma bölgeleri içerir. Bu ligament ve kasların karmaşık ilişkisi sayesinde omurga sağlam ve kısıtlı da olsa dört yöne doğru hareketli bir yapıya sahiptir.
Boyun ve bel bölgesinde görülen fıtıklar omurgayı birarada, dik ve sağlam tutan bağ dokusunun hasarlanması ile oluşur. Bu hasarlanma tek ve büyük bir travma (Trafik kazası, düşme..vs) ile olacağı gibi, tekrarlayan küçük travmalar yada günlük aktivitelerle de oluşabilir. Zayıflayan ligamentler nedeniyle gövdenin ağırlığı eşit ve sağlıklı bir şekilde aşağı doğru iletilemez ve bazı omurga bölgeleri taşıyacağından daha fazla yüke maruz kalırlar. Bu durumda omurlar arasında yastık görevi gören diskler artan yük karşısında zayıf bağ dokularını ve kendini çevreleyen fibröz dokuyu iterek en zayıf ve hareketli bölge olan arka kısımdan taşarak ‘Fıtık’a’ neden olurlar.
Bir proloterapi uzmanına başvurduğunuzda sizi değerlendirip zayıf olan ligamentleri muayene ile tespit edebilir. Bu noktalar aynı zamanda proloterapi için enjeksiyon noktalarıdır. Seanslar halinde yapılan enjeksiyonlar ile hasarlanmış-zayıflamış bağ dokusu elemanlarının aslına uygun olarak güçlendirilip tekrar eski yapısına kavuşması hedeflenir. Bir kişide bel ya da boyun fıtığı ortaya çıkmışsa, ileride başka bir seviyeden yeni fıtık oluşma riski diğer sağlıklı insanlara göre daha fazladır.
Ameliyat öncesinde konservatif yöntemler uygulanmalıdır. Her fıtığı olan hasta ameliyat olması gerekir gibi bir zorunluluk yoktur. Konservatif tedaviye yanıt alınmazsa ve fıtığı ile birlikte sinir köküne bası, his kaybı, güç kaybı, refleks kaybı ve idrarını tutamama gibi şikayetler varsa mutlaka ameliyat olması gerekmektedir. Ayrıca ameliyat sonrası rehabilitasyon yapılması ve kasların güçlendirilmesi önemlidir.
Telif Hakkı © 2022 Dr.Önder Taylan Çifçi - Tüm Hakları Saklıdır.
GoDaddy Destekli
Web sitesi trafiğini analiz etmek ve web sitesi deneyiminizi optimize etmek amacıyla çerezler kullanıyoruz. Çerez kullanımımızı kabul ettiğinizde, verileriniz tüm diğer kullanıcı verileriyle birlikte derlenir.